-- Yazının Bu kısmı spoiler içermektedir. Görmek için tıklayınız. --kız yaşıyordu, havasızlıktan öldü gitti. paul gelip de kapının önünde tantana yaparken kurtulma şansı vardı, lakin gerek 3-4 gündür yediği onca ilaçtan, gerek açlıktan, gerekse psikolojik travmadan mütevellit beyni sulandı, herife gözü kapalı inandı, onun ben beyninin tasına sıçayım.
herif senenlerce ölülerle uğraşa uğraşa kafayı çizmiş, artı işleri kesat, milleti bu şekilde öldürüp kanun ve nizamı da kitabına uydurup, yolunu buluyor. hasılatı da adli tıp ve polis teşkilatındakilerle kırışıyor, alan razı veren razı, bir tek ölen (öldürülen) razı değil netekim.
ufak oğlan da, annesinin içerisinde bulunduğu durum sebeb i veçhile, ayrı bir alem. aslında onun da ölü olma ihtimali üzerinde durulmuş gibi, (levazımatçı pezevengin duvarında onun da resmi vardı zira), fakat öyle bir şey yok, okul ortamında fink atıyor sabahtan akşama kadar. hülasa, bu çocuğun toprağa diri diri gömdüğü civciv ne kadar diri idiyse, esas kız da o kadar diri idi.
kızın filmin başlarında gördüğü vizyonlara değinecem, dikkatli izleyici hatunun dakka başı bi ton antidepresan yuttuğunu, ilaçları leblebi gibi susuz susuz lüplettiğini görmüştür.
levazımatçı herif kızı tey, ihtiyarın cenazesinde gözüne kestirmişti, ruhsal açıdan problemli insanları hedef seçiyor pezevenk sırf aileleri fazla tantana etmesinler diye. nitekim kızın annesi, kızına sadece ’’bok mu vardı ölecek amk, bana kim bakacak şimdi ha’’ tribindeydi. iskele babasını senelerce görür ve duyarız ancak iskele anasını ilk defa bu filmde görmüş olduk.
o lavuk, paul’ün de o kafayınan kaza geçirip ağır yaralanacağı ihtimalini göz önünde bulundurdu, onu da gözüne kestirdi. nitekim filmin finalinde masada yatarken paul diriydi, 2 metrelik kazığı yiyince sesi soluğu kesildi yani gerçekten öldü.
-- Yazının Bu kısmı spoiler içermektedir. Görmek için tıklayınız. --eğer ilaç veriyorsa adam, kız ölü değildi, ama aynada kız kendini ölü gördü, çocuk kızı görebildi, demek ki yaşıyordu, ama çocuğun da yetenekleri olabilir, cenazeci adam psikopat da olabilir, doğruyu söylüyor da olabilir.
zannımca çocuk ile adamın yetenekleri aynı, ölecek olan veya ölmek üzere olanları radar gibi tespit edebiliyorlar, henüz ölmemiş civcive çocuğun ölü demesi ve adam onu eğittikten sonra çocuğun civcivi canlı gömmesi bana bunları tespit ettirmiş bulunuyor. bu tespitimi kızın cenazesinden sonra evdeki muhabbette, cenazeci adamın nişanlının da öleceğini bildiğini sanarak destekliyorum. diğer yandan kızın aynadaki buğusundan da canlı olduğunu düşünebiliriz. ölü olduğunu destekleyen diğer konu da telefonda kızın sesinin nişanlısına gitmemesi veya az gitmesi, parazitli gitmesi sebebiyle karşı tarafın anlamaması.
aga tamam kızın öleceğini bildi, öldükten sonra da yıkadı pakladı, kıza ölü olduğunu ispatladı da, gözümüze sokulan o ilaç ne oluyor?
eğer hydronium bromide denilen ilaç aynı zamanda adamın dediği gibi kas gevşetici ve yüz güzelleştirici özelliğe de sahipse tamam. ama adamın ilaçları kilit altında tutması da kıza o ilacı uyutmak için verdiğini destekliyor.
yani yönetmenimiz (aynı zamanda senaristimiz) adamın doğruyu söyleyip söylemediği anlaşılmasın istemiş.
kendi tercihi midir? evet!
bu tercih hoşuma gitti mi? hayır!
tamam, film izlemeyi biraz da kafa patlatmak, üzerinde düşünmek için de izliyoruz ama ne kadar kafa patlatırsak patlatalım sonuca ulaşamayacaksak, hayır!
-- Yazının Bu kısmı spoiler içermektedir. Görmek için tıklayınız. --anna henüz yaşıyorken okula gelir ve ufaklık civcivlerden birinin öldüğünü söyler ama civciv yaşıyordur. anna’da civcivin üzgün olduğunu, bu sebeple öyle göründüğünü söyler, yanlış hatırlamıyorsam. filmin son sahnelerinde de çocuk bence o ölü dediği civcivi canlı canlı gömer. bu noktadan hareketle; elliot ve çocugun üzgün olan insanları ve de civcivleri canlı canlı gömmeyi sevdiklerini çıkarabiliriz.
ayrıca elliot’un piyano hocasının beyaz gül, anna’nın da mor menekşe sevdiğini bildiğine göre; diri diri gömmeden önce hangi çiçekleri sevdiklerini de sormuştur diye düşünmekteyim.
hepsi alıntıdır.